Kitap Hakkında

“Gece ve Sis“ ile unutturulmak istenen genç bedenleri suskunluk duvarına bırakmayan anaların acı ve öfkesidir anlatılan...
Yitirilmiş bir oğlun ana kucağında bıraktığı boşluktan daha büyük bir boşluk var mıdır? Acının hiçbir rengine benzemez acıları, öfkelerin hiçbiri boy ölçüşemez öfkeleri ile! Hiçbir karanlık boğamaz alınlarındaki ak yaşamak gibi dimdik taşıdıkları ışığı. Adresi bilinmez mezarların sürgün acısı sislerini, ancak bir ananın inanmayan yüreğinin ışığı dağıtabilir. Her Cumartesi annesinin ortak umududur inanmamak ve beklemek:

“Akşam eve dönmedi. Sonraki akşamlar da. Her yere sorduk yok dediler, ölüm düştü aklıma da yakıştıramadım. Her gün sevdiği yemekleri pişirdim, dönecek, yiyecekti. Dokunmadım yatağına, dönecek yatacaktı. Açık bıraktım kapıyı; şöyle bir itecek, açacaktı. Yıkamadım gömleğini, onun kokusu vardı. Dönecek, kendi kokusuna kavuşacaktı.“

Hangi anne inanmak ister ki oğlunun öldüğüne. Hele de görmediyse oğlunun cesedini bile. İnanmak ihanet değil midir kaybedilmek istenene?

Devamını oku

Ürün Özellikleri

  • Kitap Özellikleri
  • Yayınlanma Tarihi
  • Yayınlanma Sayısı
  • Sayfa sayısı
    197
  • Ağırlık
    197
  • Boyutlar
    14 x 20
  • Cilt Tipi
    Ciltsiz
  • Kağıt Cinsi
    2. Hamur
  • Yayınlandığı Konum
  • Cep Boy
    Hayır
  • Barkod
    9789758426249
      Babil.com
      Tarayıcı ile devam et veya Uygulamada Aç