Ashlyn Greer’in kitaplara olan ilgisi kâğıdın, mürekkebin ve derinin büyüleyici kokusunun çok daha ötesine uzanıyordu. Değdiği her kitapta yalnızca onun okuyabileceği bir tür parmak izi vardı sanki, önceki sahiplerinin bıraktığı duygusal izleri de hissedebiliyordu. Bir gün eline geçen özenle ciltlenmiş iki kitabın yankıları, onu hiç ummadığı bir hikâyenin içine sürükledi. Yeteneği hızla bir takıntıya dönüşürken peşine düştüğü ipuçları kendi geçmişiyle yüzleşmesini de kaçınılmaz kılacaktı. Kimlikleri belirsiz iki yazarın birbirine hitaben yazdığı anlaşılan bu kitaplar trajik bir aşk hikâyesinin iki farklı yüzünü anlatıyordu. İki taraf da diğerine şaşırtıcı suçlamalar yöneltirken 1940’lı yılların New York’una, dönemin siyasi ve toplumsal atmosferine dair ilgi çekici detayları da gözler önüne seriyordu. Bu gizemli kitapların kaynağını ve yazarların gerçek kimliğini öğrenmeyi kafasına koyan Ashlyn, nerede olduklarını bilmediği iki kırık kalbin çağrısına kapılmış, kendini on yıllar öncesine uzanan bir edebi gizemin içinde bulmuştu ve ne olursa olsun çözmeye kararlıydı. Esrarengiz âşıklar hakkında yeni şeyler öğrendikçe, onların aşk hikâyesini sonlandırmaya ve kendi hayatının yarım kalan bölümlerini tamamlamaya da bir adım daha yaklaşacaktı.
Size en iyi deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Çerezler, sunmuş olduğumuz hizmetlerin size özel ve tercihlerinize göre kişiselleştirilmiş içerikler olarak sunulmasına imkan tanır. Çerez Politika'mızı inceleyerek çerezler hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
