Kitap Hakkında
Rusların ve Ermenilerin yaptıkları zulümler göklere ulaşıyor, kalpleri parçalıyordu. Kabaktepe’de kurulmuş karargâh, etrafı dikenli tellerle çevrilmişti. Tellerde, inek kelekleri asılıydı. İçeridekiler, kendilerini geçilmez kalelerin ardında sanıyorlardı.
Tosyalı Mehmet Yüzbaşı Komutanlığında Osmanlı askerleri ve milisler bir plan yaptılar. Bir gece ansızın baskın düzenlenecekti. Ortalık zifiri karanlıktı, ormanın derinliklerine pusu kurdular. Tüfek azdı, mermi ise sayılıydı. Ama bellerinde Giresun saldırması bıçaklar vardı.
Saat gece iki…
Sessizce süzüldüler, yaprak bile kıpırdamadı. Milisler nefessiz dikenli tellerin etrafını sardılar. Koyunlarından çıkardıkları otları keleklere tıkadılar. Paslı kerpetenler telleri ip gibi kesiyordu.
Önce bıçaklar…
Sanki bir kelebek gibi kanat çırpıyordu. Ardından çadırlarda tüfekler patladı. Göz gözü görmüyordu. Düşmanın pis kokusu, "Ben buradayım," diyordu. Rus ve Ermeni askerlerinden canını kurtarmak isteyenler, gece karanlığında kendilerini kayalıklardan aşağıya atıyordu. Boğaz boğaza süren bu dövüş sabaha kadar devam etti. Karargâh dağıldı.
Bu baskın, canlarına ot tıkadı...
Ürün Özellikleri