Birinci dünya savaşı ve sonrası ile ilgili hemen her tarih kitabında Mondros Ateşkes Antlaşması bir döneminin acı bir kırılma noktası olarak kabul edilir. Şüphesiz doğrudur da... Anadolu’da işgaller de bu antlaşmanın bahane edilmesi ile başlar. Musul, İskenderun, İstanbul, İzmir ve arkasından gelecek olan Urfa, Maraş, Adana ve diğer Anadolu şehirleri... Peki bu anlaşmaya direnen veya direnmeyi düşünen kimseler olmuş mudur? İmparatorluğun en ücra köşelerindeki yorgun komutanlar silah bırak kesin emri kendilerine ulaştırıldığında ne düşündüler? Ne yaptılar? Nerelerdeydiler? Acaba İngiliz yetkililer Mondros Ateşkes Antlaşması metnindeki 11., 16. ve 17. maddeleri onların ellerini kollarını bağlamak için mi koydurtmuştu? Geç teslim olduğu için İngilizler nerede, hangi Osmanlı Generaline er muamelesi yaptılar? İşgal kuvvetleri, İstanbul’a ayak bastıklarında ellerindeki kara listelerde kimlerin isimleri vardı? İsimleri neden bu kara listelerde yer aldı? Hangi uydurma suç ve iftiralara maruz kaldılar? En baba polisiye film senaryolarına taş çıkaracak şekilde İstanbul sokaklarında kimler fellik fellik arandı? İşgal İstanbul’unda Bir döneme damgasını vuran Bakan ve Valilere hangi muameleler reva görüldü? Siyasi linç onlardan nasıl intikam aldı? Nereye, Niçin sürüldüler? Hükümet, savaştan sonra Divan-ı Harp Mahkemelerini neden kurdu?
Size en iyi deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanılmaktadır. Çerezler, sunmuş olduğumuz hizmetlerin size özel ve tercihlerinize göre kişiselleştirilmiş içerikler olarak sunulmasına imkan tanır. Çerez Politika'mızı inceleyerek çerezler hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.
