Değişimin korkutucu bir ivme yakaladığı zamanları tecrübe ediyoruz uzun süredir. Daha insancıl bir yaşam için üzerine düşünmenin kaçınılmaz olduğu kavramlardan biri olarak şiddet de insanı telaşa düşüren bu değişimden payını alıyor. Öyle ki ilk akla gelen kaba kuvvete içkin anlamı aşınalı çok oluyor şiddetin. Artık tekil bir şiddetten ziyade farklı yüzlerle kendisini gösteren fakat gücünü bir noktadan alan şiddetlerden bahsetmek mümkün. Byung-Chul Han, giderek giriftleşen bu mefhumun izini sürüyor Şiddetin Topolojisi’nde. Kendisini çevreleyen şiddet sarmalının sebeplerini yine insanın içinde arıyor, etkileyici bir tarihsel bağlama oturtuyor tartışmasını. Meselesinin genişliğine karşın alabildiğine özlü bir ifade gücü yakalıyor Han, derli toplu ve özgün bir çalışma çıkarıyor ortaya böylece. 21. yüzyılın dikkate değer eserlerinden biri olan Şiddetin Topolojisi, kapitalizmin içselleştirilmiş bir şiddet yaratıp insanı daha verimli olmaya koşullandırdığını çarpıcı bir biçimde göstererek dikkat çekerken, şiddetin gündelik yaşamın temel belirleyenlerinden biri olduğu bu topraklar için gözden kaçmaması gereken bir eser olarak öne çıkıyor.