Kitap Hakkında
Türklerle Macarlar arasında tarihin dilinden düşmeyen birçok çok bağ bulunmaktadır. Efsanevi “Sihirli Geyiğin” peşinde, ortak ata yurdundan Avrupa’nın ortasına ya da Asya’nın kalbi Anadolu’ya gelen veyahut Hazar ötesinde kalan iki kardeş neslin, başka bir deyişle efsanedeki Hunor ile Magor’un nesillerinin ortak hafızası, her ikisinin de genetik kodlarına işlenmiş durumdadır. Kendine doğru tuttuğu aynada, kendine benzeyen diğerini görmek budur. Asırlar öncesi gözünde canlanınca aynaya yansıyan görüntüler aşinadır. Avrupa’nın ortasında bazıları, onları içlerine sindiremeyip “öteki” derken, “ötekinde” kendini bulanlar vardır. Onlar Avrasya bozkırlarında, birbirlerinde vücut bulur. Biri Avrupa’nın ortasında yüzyıllarca dimdik durur; diğeri Asya’nın ortasında ya da Anadolu’da! Tarihin bir cilvesi olarak ayrı ayrı medeniyet dairelerinde alınsa da yollar, bir gün birbirine kavuşur. Ortak toplumsal hafıza hep galip gelir. “Yurt tutan” Macarlar, Avrupa’nın ortasında kan kaybettiğinde, ardından yetişen Peçenek ve Kumanlarla “aranan kan” bulunur, taze kan gelir ve kan verenler kardeş kavmin benliğinde erir. Bu kardeşlik, güney göç yolundan gelen neslin temsilcisi Sultan II. Bayezid ile kuzey göç yolunu izleyen neslin temsilcisi Kral Mátyás’ın birbirlerine yazdığı mektuplarda “karındaşım” hitabıyla belirir. Savaşlar ve din ayrılıklarının olduğu dönemde bu sesleniş ortak toplumsal hafızanın silinemez izleridir. Kavgaysa yapılan, kardeşlerin kavgasıdır. Onu zaman zaman “bir fincan kahvenin kırk yıllık hatırı” bitirir. Her ikisi de özgürlüğüne düşkündür. O yüzden, birinin “aşkım için feda ederim hayatı, özgürlük için feda ederim aşkımı” diyen Sándor Petőfi’nin dizlerinde, diğerinin ise “özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Atatürk’te kendini bulması boşuna değildir. Özgürlüğü elde etmek için savaşanla onu korumak için savaşanın, bu yüzden kaderi ortaktır, tarihi ortaktır, kültürü ortaktır. Bir dünya savaşında, silahların gölgesinde yapılan arkadaşlık, bu yüzden arkadaşlıktan ötedir. Biri Galiçya’da diğerine siper olurken, diğeri Çanakkale’de Sina’da, Filistin’de ona destek olur. Kaposvár’da sonsuz uykuya dalanlar ile Sina çöllerinde aynı kaderi paylaşanlar arasında fark yoktur, mezarları bile ortaktır. XX. yüzyılın ve gelecek yüzyılların dehası, kendi milleti için istediklerini insanlık için de isteyen dünya lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün, fotoğrafının altına “kardaş Macar milletine” diye yazması ve imzasını atması boşuna değildir. Boşuna değildir bir imparatorluğun kalıntılarından bir ulus yaratan bir dünya liderinin “kardaş” olarak gördüğü Macarları yeni Türkiye’ye davet etmesi!... Temelde güven, saygı ve sevgi her ikisini de hummalı bir faaliyetin içinde birleştirir. Prof. Dr. Melek ÇOLAK
Ürün Özellikleri