Kitap Hakkında
Zâfir, anlatısını karakterlerin bireysel serüvenlerinden çok, mekânın ve bilincin katmanları üzerinden inşa eder. Bu roman, modern insanın varoluşsal çözülüşünü olaylar yoluyla değil; atmosfer, tekrar ve mekân belleği aracılığıyla işler. Zaman burada düz bir çizgi üzerinde iler-lemez; dairesel bir ritimle, tekrar eden içsel devinimlerle akar. İlerlemeyi sağlayan şey olaylar değil, psiko-ritüel döngülerdir.
Merkezdeki Zâfir Apartmanı, sadece taş ve camdan oluşan bir yapı değil; karakterlerin arzu-larını, korkularını ve kolektif bilinçdışını yansıtan bir bilinç düzlemidir. Bu bina, hem bir sığınak hem de bir hapishane olarak var olur. Hasan, Sıtkı, Hikmet ve diğer figürler, birey olarak değil; ruhsal durumların, arketipsel hâllerin temsilcileri olarak şekillenir.
Romanın dili ise klasik bir anlatıcının gözünden değil, sinematografik ve şiirsel bir bilinçle yapılandırılmıştır. Görsel detaylar, mekânın ritmiyle birleşerek anlatının taşıyıcısı hâline gelir. Mekân karakterleşirken karakterler çözülür, iç yapılarını kaybederek belirsizliğe yaklaşır.
“Dans eden bir yıldız doğurabilmesi için,
insanın içinde kaos olmalıdır.”
Friedrich Nietzche
Ürün Özellikleri