Kitap Hakkında
“Hakkı Koşar’ın binlerce öğrencisi arasında (…) hocalık yaptığı bir isim de, Uzakdoğu sporlarının beyazperdedeki bir numaralı yüzü, siyah kuşak sahibi karateci Cüneyt Arkın’dı. Hakkı Koşar, Arkın’la çalışırken Yeşilçam’da bazı filmlerin (Tarkan filmindeki Wang Yu’yu hatırlayın) dövüş sahnelerinde bile rol almıştı.”
“Sırım gibi bir fiziğe sahip İsmail Ogan’ı Antalya’da izlediği bir yağlı güreş müsabakasında çok beğenen ama babasını ikna edemeyen Yaşar Doğu, Antalya valisinden yardım istedi. Valinin telefonuyla köye gönderilen iki jandarmayı görünce korkan baba Ogan, oğlunun güreş kampına katılmasına mecburen izin vermişti.”
Zeki ve Çevik’te Şevket Furkan Erbay, siyasal ve toplumsal arka plana da bakarak Türkiye’de sporun tarihini anlatıyor ve bunu sadece “neticeye” değil “Hatice’ye” bakarak, sadece skorlarla değil, nice insan hikâyeleriyle harmanlıyor. Kitap, her on yıllık dilimini bir spor branşına odaklanmaya vesile ediyor - öncesiyle ve sonrasıyla devamlılıkları atlamadan: Cumhuriyet’in ilk on yılının merceğinde atletizm, 1930’larda binicilik, 1940’larda tenis, 1950’lerde güreş, 1960’larda bisiklet ve yüzme, 1970’lerde boks, 1980’lerde Uzakdoğu sporları ve halter, 1990’larda
basketbol, 2000’lerde futbol, 2010’larda voleybol var. Ve son olarak, çıkıştaki branşlar: Okçuluk, jimnastik, atıcılık…
“Spor hayattır, hayatı ciddiye alın” şiarının hakkını veren, lezzetli bir sosyal tarih…
Ürün Özellikleri